AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA DAVALARI

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA 

Akıl Hastalığı, TMK 165. maddesinde düzenlenmiş olup, özel boşanma sebepleri arasında sayılmıştır. Eşlerden biri akıl hastası ise ve bu sebeple ortak yaşam diğer eş için çekilmez hale geliyorsa, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilebiliyorsa, ortak yaşam kendisi için çekilmez hale gelen eş boşanma davası açabilir.
TMK 165
Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.  

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMANIN ŞARTLARI NELERDİR?

TMK 165. Maddede, akıl hastalığı nedeniyle boşanmak için 3 şart öngörülmüştür. Akıl hastalığının boşanma sebebi olabilmesi için eşlerden birinin akıl hastası olması, akıl hastalığı sebebiyle ortak yaşamın diğer eş için çekilmez hale gelmesi, hastalığın iyileşmeyeceğinin resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmiş olması gerekmektedir. 

1)EŞLERDEN BİRİNİN AKIL HASTASI OLMASI

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açabilmek için eşlerden birinin akıl hastası olması gerekmektedir. Burada kastedilen akıl hastalığı, evlenmeye engel teşkil eden akıl hastalığı olarak anlaşılmalıdır. Akıl hastalığının boşanma davası açıldığı zaman var olması gerekmektedir. Akıl hastalığının ne zaman başladığı önemli değildir. 

2)AKIL HASTALIĞI SEBEBİYLE ORTAK YAŞAMIN DİĞER EŞ İÇİN ÇEKİLMEZ HALE GELMESİ

Akıl hastalığı sebebi ile ortak yaşamın diğer eş için çekilmez olduğunu saptayacak olan hakimdir. Ancak hakim ortak yaşamın çekilmez olduğuna resmi sağlık kurulu raporu doğrultusunda karar verecektir. Hakime takdir hakkı tanınmıştır.

 3) HASTALIĞIN İYİLEŞMEYECEĞİNİN RESMİ SAĞLIK KURULU RAPORU İLE TESPİT EDİLMİŞ OLMASI

Hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilirse ortak hayat kendisi için çekilmez hale gelen eş, boşanma davası açabilir. Akıl hastalığının iyileşme olanağının bulunmaması gerekmektedir. Hastalığın iyileşmesinin mümkün olması durumunda boşanmanın reddine karar verilecektir. İyileşme olanağı bulunmayan akıl hastalığına örnek olarak şizofreni verilebilir. İyileşme olanağı bulunmayan akıl hastalığı, resmi sağlık kurulu raporu ile belgelenmelidir. Aksi takdirde, rapor hükme esas alınmayacak, geçersiz sayılacaktır.

 AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMA SÜRESİ NE KADARDIR?

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma şartlarının devam etmesi durumunda, dava her zaman açılabilir. Belirli bir süreye tabii değildir. Önemli olan davanın açıldığı tarihte iyileşme olanağı bulunmayan akıl hastalığının var olmasıdır. Akıl hastalığına dayalı boşanmada, hak düşürücü süre yoktur. Tek önemli kriter, hastalığın iyileşmesi imkansız nitelikte olmasıdır. Hastalığın iyileşmesi ihtimalinde dava açma hakkı düşecektir. 

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA DAVA EHLİYETİ VE TEMSİL

Türk Medeni Kanunu “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir" içerikli 9. madde ile hak elde edebilmeyi, borç (yükümlülük) altına girebilmeyi fiil ehliyetine bağlamış olup, 10. maddede de "ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır." hükmünü getirmiştir. TMK’nin 405. maddesine göre ise; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır ve görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

Akıl hastası kimselerin dava ehliyeti yoktur. Bu sebeple boşanma davasında akıl hastası eşi, kanuni temsilcisi temsil edecektir. Boşanma davasında dava tarafı, akıl hastası eş olacak fakat tebligatlar kanuni temsilcisine yapılacaktır.

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE EVLİLİĞİN İPTALİ MÜMKÜN MÜDÜR?

Eşlerden birinin evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı olması durumunda evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilir. TMK 145/3 maddesinde evlenmenin mutlak butlan ile batıl olduğu haller arasında evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı da düzenlenmiştir. Çocuklar, anne ve baba arasındaki ilişkilere boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.

TMK'nın 156. maddesinde de; " Batıl bir evlilik ancak hakimin kararıyla sona erer. Mutlak butlan halinde bile evlenme, hakimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur." hükmü yer almaktadır. Evliliğin mutlak butlanla iptali için bir süre öngörülmemiştir. Ancak eşlerden birinin evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığının olması gerekmektedir. Evliliğin iptaline ilişkin karar sürecine kadar süren evlilik, geçerli bir evliliğin tüm sonuçlarını doğurur.

AKIL HASTASI EŞ BOŞANMA DAVASINDA KUSURLU KABUL EDİLİR Mİ?

Akıl hastalığı sebebi ile kısıtlanan eş, davranışlarından sorumlu tutulamaz. Akıl hastası eşe kusur atfedilemez. Akıl hastalığı sebebiyle kısıtlanmış  olan eş, eylemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme özelliğine, değerlendirebilme gücüne sahip değil ise, kusur izafe edilemez. 

Akıl hastası eşin hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemeyeceğinden Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı "evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez, bu sebeple açılan davaların reddi gerekir.

AKIL HASTASI EŞİN ÖLMESİ DURUMUNDA DAVAYA MİRASÇILARI DEVAM EDER Mİ?

Türk Medeni Kanunu’nun 181. maddesinin ikinci fıkrasında boşanma davası devam ederken ölen eşin mirasçılarına sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespitine yönelik olarak davaya devam etme imkânı sağlanmıştır. Buna göre taraflarca usulüne uygun bir şekilde açılan boşanma davaları mirasçılar tarafından sürdürülebilir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere TMK 181. madde gereğince açılmış olan boşanma davasının taraflardan birinin ölümü nedeniyle kusur tespiti yönünden mirasçılardan biri tarafından sürdürülebilmesi için geçerli bir biçimde açılmış ve sürdürülebilir bir dava olması murisin boşanma iradesini ortaya koymuş olması gerekir.

AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA YARGITAY KARARLARI

AKIL HASTASI EŞE KARŞI EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASINA DAYALI ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI AÇILMASI

“Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Davacı kadın tarafından akıl hastalığına dayalı (TMK m. 165) olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davalı erkeğin hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemez ve Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı "evlilik birliğinin sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez. O halde kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki, boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 

…Davalının Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi gereğince kısıtlanmış olması nedeniyle davranışlarının iradiliğinden söz edilemez ve kendisine bu nedenle kusur yüklenilemez. Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşulları davada gerçekleşmemiştir. Davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerekirken kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/8244 E., 2020/112 K.)

AKIL HASTALIĞI SEBEBİYLE EVLİLİĞİN MUTLAK BUTLANLA İPTALİ

“Davacı erkek tarafından terditli olarak açılan davada evliliğin butlan nedeniyle iptali, butlanın hukuki şartlarının bulunmaması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi, mutlak ve nisbi butlan koşullarının bulunmadığından bahisle, davacının boşanma talebi yönünden hüküm kurmuş ve boşanma davasının reddine karar vermiştir. Hükme karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi başvurunun esastan reddine karar vermiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 145/3. maddesinde, "Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması" evliliğin mutlak butlan nedeniyle iptali sebebi olarak düzenlenmiştir. Dosyadaki vesayet kararının incelenmesinden davalı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 405/1. maddesindeki "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı" nedenine bağlı olarak kısıtlandığı anlaşılmıştır. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 01/12/2016 tarihli sağlık kurulu raporunda davalı kadının "Hafif derecede mental reterdasyon, organik olmayan psikoz" rahatsızlığının olduğu ve rahatsızlığın evlilik tarihinde mevcut olduğu belirtilmiştir. Bu itibarla, davacı erkeğin davasının kabulü ile evliliğin mutlak butlan nedeniyle iptaline hükmedilecek yerde, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. “ (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/4181 E., 2019/11916 K.)

EŞLERDEN BİRİNİN ÖLÜMÜ İLE DAVANIN TAKİBİ

 “Davacı erkek TMK 166/1. maddesi uyarınca boşanma davası açmış, mahkemece davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların, boşanmalarına karar verilmiş, hükmün davalı yanca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce davacı erkeğin karar kesinleşmeden ölmesi nedeniyle, evlilik birliğinin ölümle sona erdiği, davanın konusunun kalmadığı, gözetilerek bir karar verilmek üzere hüküm bozulmuştur. Ölen davacı mirasçıları TMK 181/2. maddesi uyarınca yargılamaya devam etmiştir. Mahkemece davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vasisi tarafından temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı kadının akıl hastası olduğu ve kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı bir dava bulunmamaktadır. (TMK m. 165). Akıl hastası olan kadının hareketleri iradi olmadığından, kendisine kusur yüklenemez. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebebine dayanarak açılan davada, erkeğin vefatı sonrasında kadının kusurlu olduğunun tespitine yönelik karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA…” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/6050 E., 2019/9757 K.)

AKIL HASTALIĞINA BAĞLI TARAF VE DAVA EHLİYETİ

“Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (6100 s. HMK m.ll4/l-d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler (6100 s. HMK m. 115/1). Davada, davalı erkek tarafından sunulan temyiz dilekçesinde, davacının ruhsal rahatsızlığı olduğu ve Karaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1866 esas, 2011/337 karar sayılı kararı ile davacı kadının akıl hastalığı nedeniyle vesayet altına alındığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; Türk Medeni Kanunu'nun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 56. maddesi uyarınca davacının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibarettir. Bu yön göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2018/5463 E., 2019/4959 K.)

Boşanma davaları, akıl hastalığı nedeniyle boşanma hususunda ve boşanma avukatı hakkında detaylı bilgi almak için uzman boşanma avukatı olan Avukat Esra Akyıldız Yaşar ile iletişime geçebilirsiniz. İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı AKYILDIZ HUKUK BÜROSU avukatlarından AVUKAT ESRA AKYILDIZ YAŞAR’a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.