VESAYET DAVALARI

VESAYET NEDİR VE VASİ NASIL ATANIR?

Vesayet, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmek amacını üstlenen bir müessesedir. Vesayet kavramı TMK üçüncü kısımda düzenlenmiştir. 

VESAYET TÜRLERİ NELERDİR? 

Vesayet türleri kamu vesayeti ve özel vesayet olmak üzere ikiye ayrılır. 
  • KAMU VESAYETİ

 Kamu vesayeti, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütülür. Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir. 
  • ÖZEL VESAYET

 Vesayet altındaki kişinin menfaatinin haklı gösterdiği, özellikle bir işletmenin, bir ortaklığın veya benzeri işlerin sürdürülmesi gerektiği takdirde vesayet istisnaî olarak bir aileye verilebilir. Bu durumda vesayet makamının yetki, görev ve sorumluluğu kurulacak aile meclisine geçer. Özel vesayet, vesayet altına alınan kişinin fiil ehliyetine sahip iki yakın hısımının veya bir hısımı ile eşinin istemi üzerine denetim makamı tarafından kurulur. 

AİLE MECLİSİ 

Aile meclisi, vesayet altındaki kişinin vasi olmaya ehil, denetim makamınca dört yıl için atanacak en az üç hısımından oluşur. Vesayet altına alınanın eşi de aile meclisine üye olabilir. Aile meclisi üyeleri, görevlerini gereği gibi yerine getireceklerine dair güvence vermek zorundadırlar. Güvence sağlanmadan özel vesayet kurulamaz. Aile meclisi görevini yapmadığı veya vesayet altındaki kişinin menfaati gerektirdiği takdirde, denetim makamı her zaman aile meclisini değiştirebileceği gibi özel vesayeti de sona erdirebilir. 

VESAYETİ GEREKTİREN HALLER NELERDİR? 

  • KÜÇÜKLÜK 

Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar. Küçüğün anne ve babası ölmesi yada velayetin her iki ebeveynden de alınması durumunda küçüğe vasi atanır. 
  • KISITLAMA

Kısıtlama, hukuki korumaya ihtiyaç duyan ergin bir bireyin, mahkeme kararı ile sınırlandırılmasıdır. Kısıtlama sebepleri kanunda; akıl hastalığı ve akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, özgürlüğü bağlayıcı ceza ve yaşlılık, sakatlık, deneyimsizlik veya ağır hastalık sebebiyle kısıtlama olarak sayılmıştır. 

Akıl Hastalığı ve Akıl Zayıflığı 

Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı TMK 405 maddesinde sayılmıştır. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir. 

Savurganlık, Alkol Veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı, Kötü Yönetim

 Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır. TMK 406 maddesinde geçen savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim kısıtlanan kişi tarafından sürekli olmalı ve alışkanlık haline gelmelidir. 

Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza 

Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür. 

Yaşlılık, Sakatlık, Deneyimsizlik Veya Ağır Hastalık 

Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.

VESAYET ALTINA ALINMA PROSEDÜRÜ 

İlgilinin Dinlenilmesi ve Bilirkişi raporu 

Bir kimse dinlenilmeden savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği sebebiyle kısıtlanamaz. Bir kimsenin belirtilen sebeplerden biri ile kısıtlanabilmesi için kendisinin hakim tarafından dinlenmesi gerekmektedir. Ayrıca kısıtlama talep edilen kişiyi dinleyen hakim, kısıtlıya hangi sebeplerle kısıtlama talep edildiğini, kısıtlama kararı verecek ise bunun sebeplerini, sonuçlarını detaylı olarak izah etmelidir.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Bu raporun tanzimi için gerektiğinde 436ncı madde hükümleri uygulanır. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlama kararı verilebilmesi için remi sağlık kurulu raporu şarttır. Hakim, resmi sağlık kurulu raporu talep ederken kurula yazacağı müzekkerede kısıtlanması talep edilen kişinin dinlenmesinin bir sakıncası olup olmadığını ve kurulun bu konudaki görüşlerinin de belirtilmesini sağlık kurulundan istemelidir. 

İlan 

Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur. İlan bir kez yapılır.
Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilândan önce etkilemez. Kısıtlı, kısıtlanmadan önce iyiniyetli üçüncü kişiler ile herhangi bir hukuksal işlem gerçekleştirmiş ise, hukuki işlem geçerlidir. Üçüncü kişinin iyiniyeti ilan tarihine kadar korunacaktır. Kısıtlama kararının ilanından sonra üçüncü kişilerin iyiniyeti korunmaz.
Ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır. Ayırt etme gücünden yoksun olan, tam ehliyetsizler hakkında verilen kısıtlama kararına ilişkin iyiniyet iddiasında bulunulamaz.

KISITLAMA KARARININ HUKUKİ SONUÇLARI

  • Kısıtlama kararı ile ayırt etme gücüne sahip tam ehliyetli birey, sınırlı ehliyetsiz olarak nitelendirilecektir.
  • Kısıtlama kararı ile kısıtlanan kişiye vasi atanacaktır.

VESAYET İŞLERİNDE YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME 

Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Yetki, TMK 411 maddesinde düzenlenmiştir. Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur. Görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemesi olarak düzenlenmiştir.

VASİNİN ATANMASI  

Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür. Vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atar. Gereken durumlarda, bu görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi atanabilir. Rızaları bulunmadıkça birden çok kimse vesayeti birlikte yürütmekle görevlendirilemez. Birden çok kimsenin vesayeti birlikte yürütmesi halinde, görev alanlarının ayrı olmaması durumunda birlikte sorumludurlar.

Vasinin Atanmasının Şartları Nelerdir?

  • Gerçek kişiler vasi olabilir.
  • Vasi olarak atanacak kimse reşit ve kısıtlı olmamalıdır.
  • Vasi, vesayet görevini yapabilecek yetenekte olmalıdır.

Vasiliğe Engel Olan Sebepler 

  • Kısıtlılar
  • Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler
  • Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar
  • İlgili vesayet daireleri hâkimleri

Vasiliği Kabul Yükümlülüğü 

Vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde oturanlardan vasiliğe atananlar, bu görevi kabul etmekle yükümlüdürler. Aile meclisince atanma hâlinde vasiliği kabul yükümlülüğü yoktur.

Vasilikten Kaçınma Sebepleri

TMK 417 maddesinde vasiliği kabul etmeyecek kişiler belirtilmiştir. Bu kişiler; 
  • Altmış yaşını doldurmuş olanlar
  • Bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar
  • Dörtten çok çocuğun velisi olanlar
  • Üzerinde vasilik görevi olanlar
  • Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcıları
  • Bakanlar, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları

VASİNİN ATANMA USULÜ 

Vesayet makamı, gecikmeksizin vasi atamakla yükümlüdür. Gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur. Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet altında bırakılır.
Vesayet işleri zorunlu kıldığı takdirde vesayet makamı, vasinin atanmasından önce de re'sen gerekli önlemleri alır; özellikle, kısıtlanması istenen kişinin fiil ehliyetini geçici olarak kaldırabilir ve ona bir temsilci atayabilir. Vesayet makamının kararı ilân olunur. Atama kararı vasiye hemen tebliğ olunur. Kısıtlamaya ve vasi atanmasına veya kısıtlanan velâyet altında bırakılmışsa buna ilişkin karar, kısıtlının yerleşim yerinde ve nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur. 

VASİ ATAMASINA İTİRAZ 

Vasiliğe atanan kişi, bu durumun kendisine tebliğinden başlayarak on gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir. İlgili olan herkes, vasinin atandığını öğrendiği günden başlayarak on gün içinde atamanın kanuna aykırı olduğunu ileri sürebilir. Vesayet makamı, vasilikten kaçınma veya itiraz sebebini yerinde görürse yeni bir vasi atar; yerinde görmediği takdirde, bu konudaki görüşü ile birlikte gerekli kararı vermek üzere durumu denetim makamına bildirir.  Vasiliğe atanan kimse, vasilikten kaçınmış veya atanmasına itiraz edilmiş olsa bile, yerine bir başkası atanıncaya kadar vasiye ait görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.

VASİNİN GÖREVLERİ NELERDİR? 

Defter Tutma 

Vasiliğe atanma kararının kesinleşmesi üzerine vasi ile vesayet makamının görevlendireceği bir kişi tarafından, vakit geçirilmeksizin, yönetilecek malvarlığının defteri tutulur. Vesayet altındaki kişi ayırt etme gücüne sahipse, olanak bulunduğu takdirde defter tutulurken hazır bulundurulur. Koşullar gerektirdiği takdirde denetim makamı, vasi ve vesayet makamının isteği üzerine vesayet altındaki kişinin malvarlığının resmî defterinin tutulmasına karar verebilir. Bu defter, mirastaki resmî defterin alacaklılara karşı doğurduğu sonuçları doğurur ve oradaki usul uyarınca tutulur.

Değerli Şeylerin Saklanması 

Kıymetli evrak, değerli eşya, önemli belge ve benzerleri, malvarlığının yönetimi bakımından bir sakınca yoksa, vesayet makamının gözetimi altında güvenli bir yere konulur. 

Taşınırların Satılması 

Vesayet altındaki kişinin menfaati gerektirirse değerli şeylerin dışındaki taşınırlar, vesayet makamının vereceği talimat uyarınca, açık artırma ile satılır. Hâkim, özel durumları, taşınırın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir. Vesayet altındaki kişinin kendisi veya ailesi için özel bir değer taşıyan şeyler, zorunluluk olmadıkça satılamaz. 

Paraların Yatırılması 

Vesayet altındaki kişinin kendisi veya malvarlığının yönetimi için gerekli olmayan paralar, faiz getirmek üzere, vesayet makamı tarafından belirlenen millî bir bankaya yatırılır veya Hazine tarafından çıkarılan menkul kıymetlere çevrilir. Paranın yatırılmasını bir aydan fazla geciktiren vasi, faiz kaybını ödemekle yükümlüdür. Yeteri kadar güven verici olmayan yatırımlar, güvenli yatırımlara dönüştürülür. Dönüştürme işleminin uygun zamanda ve vesayet altındaki kişinin menfaati gözetilerek yapılması gerekir. 

Ticari ve Sinai İşletmeler 

Vesayet altındaki kişinin malvarlığı içinde ticarî, sınaî veya benzeri bir işletme varsa; vesayet makamı, bunların işletilmesinin devamı veya tasfiyesi için gerekli talimatı verir. 

Taşınmazların Satılması 

Taşınmazların satışı, vesayet makamının talimatı uyarınca ve ancak vesayet altındaki kişinin menfaati gerekli kıldığı hâllerde mümkündür. Satış, vesayet makamının bu iş için görevlendireceği bir kişi tarafından vasi de hazır olduğu hâlde açık artırmayla yapılır ve ihale vesayet makamının onamasıyla tamam olur; onamaya ilişkin kararın ihale gününden başlayarak on gün içinde verilmesi gerekir. Ancak denetim makamı, istisnaî olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir.

VASİ ŞİKAYET EDİLEBİLİR Mİ? 

Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi ve her ilgili, vasinin eylem veişlemlerine karşı vesayet makamına şikâyette bulunabilir. Vesayet makamının kararlarına karşı tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir.

VESAYET MAKAMININ İZNİNİ GEREKTİREN DURUMLAR

  • Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması
  • Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi
  • Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri
  • Ödünç verme ve alma
  • Kambiyo taahhüdü altına girme
  • Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması
  • Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması
  • Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması
  • Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması
  • Borç ödemeden aciz beyanı
  • Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması
  • Çıraklık sözleşmesi yapılması
  • Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi
  • Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi

VESAYET MAKAMININ İZNİ SONRASI DENETİM MAKAMININ İZNİNİ GEREKTİREN DURUMLAR

  • Vesayet altındaki kişinin evlât edinmesi veya evlât edinilmesi
  • Vesayet altındaki kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması
  • Bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması
  • Ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması
  • Mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması
  • Küçüğün ergin kılınması
  • Vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması

VESAYET ORGANLARININ SORUMLULUĞU 

Özen yükümü 

Vesayet organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler, bu görevlerini yerine getirirlerken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler. 

Vasinin sorumluluğu 

Vasi, görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumludur. Kayyım ve yasal danışmanlar hakkında da aynı hüküm uygulanır. 

Devletin sorumluluğu 

Devlet, vesayet dairelerinde görevli olanların hukuka aykırı olarak sebebiyet verdikleri zararlardan doğrudan doğruya sorumlu olduğu gibi; vasi, kayyım ve yasal danışmanlara tazmin ettirilemeyen zararlardan da sorumludur. Zararı tazmin eden Devlet, zararın meydana gelmesinde kusurlu olanlara rücu eder. Zararın doğmasına kusurları ile sebep olanlar, rücu hakkını kullanan Devlete karşı müteselsilen sorumludurlar.

VESAYETİN SONA ERMESİ

Küçük üzerindeki vesayet, onun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer. Erginliğe mahkemece karar verilmiş ise, mahkeme aynı zamanda küçüğün hangi tarihte ergin olacağını tespit ve ilân eder.
Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis hâlinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Diğer kısıtlılar üzerindeki vesayet, yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer. Vesayeti gerektiren sebebin ortadan kalkması üzerine vesayet makamı vesayetin sona ermesine karar verir. Kısıtlı ve ilgililerden her biri, vesayetin kaldırılması isteminde bulunabilir.
Kısıtlama ilân edilmişse, kaldırılması da ilân olunur. Fiil ehliyetinin yeniden kazanılması, ilânın yapılmasına bağlı değildir.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmî sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi hâlinde karar verilebilir.
Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.
Kendi isteğiyle kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılması, kısıtlamayı gerektiren sebebin ortadan kalkmasına bağlıdır.

VASİLİK GÖREVİNİN SONA ERMESİ 

Vasilik görevi, vasinin fiil ehliyetini yitirmesi veya ölümüyle sona erer yada vasilik görevi, uzatılmadığı takdirde, sürenin dolmasıyla sona erer. Vasi, vasiliğe engel bir sebebin ortaya çıkması hâlinde görevinden çekilmek zorundadır. Vasi, bir kaçınma sebebi ortaya çıktığı takdirde sürenin bitiminden önce görevinden alınmasını isteyebilir; ancak, önemli sebeplerin varlığı hâlinde görevine devam etmek zorundadır. Görevi sona eren vasi, yenisi göreve başlayıncaya kadar zorunlu işleri yapmakla yükümlüdür.
Vasi, görevini ağır surette savsaklar, yetkilerini kötüye kullanır veya güveni sarsıcı davranışlarda bulunur ya da borç ödemede acze düşerse, vesayet makamı tarafından görevden alınır. Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehlikeye düşerse, vesayet makamı kusuru olmasa bile vasiyi görevden alabilir.
Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi veya her ilgili, vasinin görevden alınmasını isteyebilir. Görevden alınmayı gerektiren sebebin varlığını başka bir yoldan öğrenen vesayet makamı, vasiyi re'sen görevden almakla yükümlüdür.
Vesayet makamı, ancak gerekli araştırmayı yaptıktan ve vasiyi dinledikten sonra onu görevden alabilir. Vesayet makamı, ağır olmayan hâllerde vasiye görevden alınacağı konusunda uyarıda bulunur. Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde vesayet makamı, vasiye geçici olarak işten el çektirip bir kayyım atayabileceği gibi; gerekirse muhtemel zararı göz önünde bulundurarak vasinin mallarına ihtiyati haciz koyabilir ve tutuklanmasını da isteyebilir. Vesayet makamı, görevden alma ve uyarıda bulunmanın yanı sıra, vesayet altındaki kişinin korunması için gerekli diğer önlemleri de almakla yükümlüdür.
İlgililer, vesayet makamının kararlarına karşı, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin karara bağlar.

VESAYET DAVASI VE VASİ ATANMASINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

Vesayet Davasında Yetki Hususu

“Tavşanlı Sulh Hukuk Mahkemesince, hükümlünün MERNİS adresinin ceza infaz kurumuna ait olduğu, hükümlünün cezaevine girmeden önceki yerleşim yeri adresinin "...olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. 

Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir." Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca "Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir." TMK'nın 412. maddesinde ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur." hükmü yer almaktadır. Dosyanın incelenmesinden, kısıtlının yerleşim yeri değişikliğine izin verilmesine ilişkin vesayet makamı olan Soma Sulh Hukuk Mahkemesince TMK'nın 412/1. maddesine göre verilmiş bir izin kararı olmadığından ihbar ile ilgili karar vermekte Soma Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir.” (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/113 E., 2020/1116 K.)

Vasi Tayininde Bilirkişi Raporu

“…Somut olayda, her ne kadar davacıya ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinden edinilen rapora istinaden ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/667 Esas 2012/1769 Karar sayılı kararı ile vasi tayin edildiği görülse de yukarıda değinilen ilke ve düzenlemeler kapsamında bunun yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Hal böyle olunca, öncelikle davacının öldüğü ve mirasçılarından birisinin davalı sıfatı taşıdığı gözetilerek davacı terekesine temsilci atanması sağlanarak onun huzurunda yargılamaya devam edilmesi, davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. eklenerek vekaletname, temlik, ibraname ve dava tarihlerinde hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA…” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi         2015/10712 E., 2018/1186 K.)

Velayet Davası – Vasi Tayini Talebi

“…Vasi tayini istenen... 09.03.2006 tarihinde ... ve ...'ın 16.02.2004 tarihinde kurulan evlilik birliği içinde doğmuş, taraflar ... Aile Mahkemesi'nin 08.09.2006 tarihli 2005-223 Esas 2006-316 Karar sayılı ilamı ile boşanmış, ...'ın velayeti anne ...'a verilmiştir. Annenin 24.06.2015 tarihinde ölümü sonucu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın talebi ile çocuk koruyucu aileye teslim edildikten sonra nüfus müdürlüğünün vasi tayini talebi üzerine mahkemece koruyucu anne ...vasi tayin edilmiştir. Hüküm baba tarafından temyiz edilmiştir.

Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmasıdır. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen babaya velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. ... Aile Mahkemesi'nin 2015-381 Esas sayılı dava dosyası ile küçüğün babası tarafından açılan velayet davasının bulunduğu anlaşıldığına göre, velayetin babaya verilip verilmeyeceği beklenerek velayetin babaya verilmesi halinde vasi tayini talebinin reddine, velayetin babaya verilmemesi halinde ise şimdiki gibi vasi tayinine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir…” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/7861 E., 2018/1473 K.)

Boşanma Davasında Vasi Tayini – Menfaat Çatışması

“Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen göz önünde bulundurulması zorunludur. Toplanan delillerden, davalı erkeğe ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1001 Esas ve 2013/52-1 Karar Sayılı 18.12.2013 kesinleşme tarihli ek kararıyla eşi ...'nun vasi olarak atanmış olduğu, sonrasında da taraflar arasında ikame edilen boşanma davası sebebiyle ... Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/567 esas ve 2015/902 karar sayılı 21.08.2015 tarihli kararı ile Av. ...'in davalı erkeğe boşanma davasında temsil etmek üzere kayyım olarak atandığı ve duruşmalara katıldığı anlaşılmaktadır. Davada tarafların davacı ve davalı sıfatları birleşmiş olup temsil kayyımı atanması bu hususu ortadan kaldırmaz. O halde mahkemece kısıtlı erkeğin açılan boşanma davasında vasi olan davacı kadın ile menfaati çatışmakta olduğundan açılan boşanma davasını takip etmek üzere kendisine yeni vasi atanması için vesayet makamına bildirimde bulunulması, vasi atanmasına ilişkin karar dosyaya alındıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/15821 E, 2018/5629 K.)

Vasinin Dava Açma İzni alma Zorunluluğu 

“Vasinin, vesayeti altındaki kişi adına dava açması için vesayet makamından "Dava açma izni" kararı alması zorunludur (TMK m. 462/8). Vesayet makamının iznine tabi olan işlem, izin alınmaksızın yapılırsa, vasinin yaptığı bu muamele vesayet altındaki kişiyi bağlamaz (TMK m.465). Vasiye İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/881 esas sayılı dosyasında 05/12/2014 tarihinde verilen husumete izin kararı, bu dosyayı kapsamamaktadır. Vesayet makamı tarafından husumete izin için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar alınmadan vasi tarafından açılan davaya bakılması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3553 E., 2020/5294 K.)

Hükümlüye Vasi Tayin Edilmesi

“4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 407. maddesi ile bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezayı çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu hususu düzenlemiş olup davalı, hakkındaki cezanın infazına başlanılması ile yasal kısıtlılık altına gireceğinden, davalıya bir vasi atanması sağlanmalı ve gerekçeli karar ile temyiz başvuru dilekçesi vasiye; “Kanuni süre içinde mahkeme hükmünü ayrıca temyiz edebileceği, bu süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı takdirde kısıtlı tarafından yapılmış olan temyize icazet vermiş (kabul etmiş) sayılacağı, temyizi kabul etmiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği” kaydını içerir biçimde tebliğ edilmeli ve sonucuna göre işlem yapılmalıdır.”

İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı AKYILDIZ HUKUK BÜROSU avukatlarından AVUKAT ESRA AKYILDIZ YAŞAR’a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.