SOYBAĞININ (NESEBİN) REDDİ DAVASI NEDİR?

SOYBAĞININ (NESEBİN) REDDİ DAVASI

Soybağı, bir kimsenin annesi ve babası arasındaki bağı oluşturur. Çocuk ile anne arasında soybağı doğum ile kurulur. Çocuk ile baba arasındaki soybağı ise; anne ile evlilik, tanıma yada hakim hükmü ile kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yolu ile de kurulur. Soybağının reddi davası, yenilik doğuran bir davadır. Soybağının reddi davası ile baba ile çocuk arasındaki soybağı ortadan kalkacaktır. Soybağının reddi davası, koca ve çocuk tarafından açılabilecektir. Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır.

Sınırlı Ehliyetsiz Kimse Soybağının Reddi Davası Açabilir Mi? 

Sınırlı ehliyetsiz kimse, soybağının reddi davasını yasal temsilcisinin rızası olmadan açabilir. Soybağının reddi davasını açacak çocuk, ayırt etme gücüne sahip değilse, soybağının reddi davası için çocuğa kayyım atanacak ve davayı kayyım açacaktır.

Soybağının Reddi Davasının İspatı

Evlilik içinde ana rahmine düşme 

Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır. Evlenmeden başlayarak en az yüz seksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.

Evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşme 

Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez. Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur. Evlenmeden başlayarak en az yüz seksen gün geçtikten sonra doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayıldığından evlendikten yüz seksen gün geçmeden doğan çocuk, evlilikten önce ana rahmine düşmüş olarak kabul edilir. Evlilik tarihi ve çocuğun doğum tarihi arasında yüz seksen gün geçmediğinin ispatlanması halinde, soybağının reddi gerçekleşecektir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINI KİMLER AÇABİLİR? 

Kanunda soybağının reddi davası açma hakkı, koca ve çocuğa tanınmıştır. Soybağının reddi davasını açan çocuk, ayırt etme gücüne sahip değil ise, soybağının reddi davası çocuğa atanacak kayyım tarafından açılacaktır. Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, içinde soybağının reddi davasını açar.

ERGİN OLAN ÇOCUĞUN SOYBAĞININ REDDİ

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinde, çocuğun da anne ile kocası aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289. maddesinde ise çocuğun soybağının reddi davasını ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA DAVALI TARAF

Soybağının reddi davası koca tarafından açıldığında davalı taraf, anne ve çocuktur. Soybağının reddi davasında ana ve çocuk arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan dava her ikisine de açılmalıdır. Ayırt etme gücüne sahip olmayan çocuk, kayyım tarafından temsil edilir. Soybağının reddi davası çocuk tarafından açıldığında ise, davalı tarafta anne ve koca yer alır. Davayı çocuk adına kayyım açar.

ANNE SOYBAĞININ REDDİ DAVASI AÇABİLİR Mİ?

Kanuni düzenlemeler gereği soybağının reddi davasının anne tarafından açılması mümkün görünmese de; uygulamada anne tarafından soybağının reddi davası açılması şöyle mümkün olabilir: soybağının reddi davası küçük çocuğa velayeten anne tarafından açılacak, annenin davalı sıfatı bulunacak, ancak annenin velayeten dava açması menfaat çatışmasına sebebiyet verdiğinden mahkeme tarafından küçük çocuğa kayyım tayin edilecek ve böylece dava kayyıma ve babaya yönlendirilecektir. Küçüğe atanan kayyım davaya dahil edilerek kayyıma yapılacak usulüne uygun tebligat ile kayyımın davaya katılımı sağlanacaktır. Küçük çocuğa atanan kayyım davaya dahil edilmeden karar verilemez.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA DAVA AÇMA SÜRESİ 

Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır. Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI ZAMANAŞIMI

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289. maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır.
Soybağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin”, ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin veya söylentinin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Dolayısı ile annenin iffetsiz yaşam sürüdüğü veya çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe veya söylenti öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/2220 E., 2020/6984 K.)

SONRADAN YAPILAN EVLİLİKLERDE BİLDİRİM 

Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur. Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar. Bildirimin yapılmamış olması, çocuğun evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olmasını engellemez. Daha önce tanıma veya babalığa hükümle soybağı kurulmuş çocukların ana ve babası birbiriyle evlenince, nüfus memuru re'sen gerekli işlemi yapar. Ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilirler. İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür. Çocuğun altsoyu da, çocuğun ölmüş ya da ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmiş olması hâlinde itiraz hakkına sahiptir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA DNA TESTİ 

Türk Medeni Kanunu'nun 286. ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağının reddi davasında, tarafların talebi neticesinde soybağının reddi iddiası ile ilgili olarak DNA testi yaptırmak üzere taraflara meşruatlı davetiye çıkarılıp test için gerekli kan ve doku örneklerinin verilmesi, aksi taktirde zor kullanılarak bu incelemenin yaptırılacağı hususu ihtar edilmeli, ihtara rağmen taraflar gelmez veya gelir de kan örneklerini vermez ise bu incelemelerin zor kullanılarak yapılmasına karar verilerek DNA testi yaptırılıp alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI MASRAFLARI

Soybağının reddi davasında oluşacak masrafları; mahkeme dava açılış harç ve masrafları, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinden alınacak DNA testi raporu ücreti, mahkemeye gider avansı, tebligat ücretleri, davalı taraf açısından dosyada avukat var ise, davacı vekiline ödenecek vekalet ücreti oluşturur.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME 

Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Görevli mahkeme, Aile mahkemesidir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASININ KESİNLEŞMESİNİN SONUCU 

Soybağının reddi davasının kesinleştiği takdirde çocuk ve koca arasındaki soybağı geçmişe etkili olarak çocuğun doğumu tarihinden itibaren ortadan kalkar. Çocuğun doğum tarihinden itibaren baba ile soybağı ilişkisi kesilir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI YARGITAY KARARLARI

Soybağının Reddi Davası- Babalığın Tespiti

“Davacı ..., gerçek babasının Mehmet Ali değil, davalı ... olduğunu iddia ettiğine göre davada birden fazla istem olup bunlardan ilki; davalılar Esma ile Mehmet Ali'nin evlilik birliği içinde 20.06.1966 tarihinde doğan davacı ...'ın biyolojik babasının Mehmet Ali olmadığı yönündeki iddia 4721 sayılı TMK'nin 286.maddesi kapsamında soybağının reddi; ikincisi ise, davacı ...'ın babasının davalı ... olduğu yönündeki istem ise TMK'nin 301.maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti istemlerine ilişkindir. 1.Soybağının reddi davası yönünden; Soybağına ilişkin davalar kamu düzenini yakından ilgilendirdiğinden bu tür davalar için hak düşürücü süreler düzenlenmiş olup, çocuğun açacağı babalık davası yönünden hak düşürücü süre AYM tarafından iptal edilmiş ise de, soybağının reddi davası yönünden hak düşürücü süre varlığını korumaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 289. maddesinde; kocanın, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, çocuğun ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde soybağının reddi davasını açmak zorunda olduğunu, gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağını, 291. maddesinde ise; dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyunun doğumu ve kocanın ölümünü öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davası açabileceklerini hükme bağlamıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; mahkemece Mehmet Ali ile Esma'nın evlilik birliği içinde doğan davacı ...'ın, baba Mehmet Ali ile soybağının reddi istemi yönünden Kanun'da öngörülen hak düşürücü süreler yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi, 2.Davacı ...'ın biyolojik babasının davalı ... olduğu iddiası yönünden; Babalığın hükmen tespiti davası açan kişinin bir başka erkekle soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün değildir. Dolayısı ile babalığın tespiti talebinin eldeki dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilerek, soybağının reddi davasının sonucu beklenip bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA…” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/1467 E., 2020/3892 K.)

Soybağının Reddi Davası ve Soybağının Düzeltilmesine İtiraz Davası

“…Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacı ...'in 27.05.1992 tarihinde doğduğu, anne Ümmüş ile baba Mehmet'in çocuğun doğumundan sonra 27.12.1995 tarihinde evlendikleri, anne ve babanın müracaatları üzerine de davacı ...'in davalıların müşterek çocuğu olarak 24.06.1996 tarihinde nüfusa tescil edildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta dava, bu hali ile mahkemenin nitelediği üzere TMK'nin 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen çocuk tarafından anne ile koca aleyhine açılan soybağının reddi davası olmayıp, 292. madde kapsamında evlilik dışı doğan çocuğun, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi sonucu soybağı kurulduğundan iş bu soybağının kaldırılması da 294. madde kapsamında düzenlenen sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağının düzeltilmesine itiraz niteliğinde olduğu, davanın bu şekilde vasıflandırılması yerine, soybağının reddi olarak nitelendirilip hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz davası yönünden de TMK'nin 300/3.madde kapsamında hak düşürücü süre geçtiği anlaşıldığından; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür…” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/1410 Esas, 2020/3563 Karar) 

Soybağının Reddi – Nüfus Kaydının Düzeltilmesi – Babalığın Hükmen Tespiti

“…Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı ...'in 05.04.1946 doğumlu olarak ... ve ...'ın çocuğu olarak 18.06.1956 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Gerçek anne olduğu ileri sürülen 01.07.1923 doğumlu ...'un bekar olarak 17.10.2001 tarihinde; baba olduğu ileri sürülen 1922 doğumlu ... ve ...'dan olma ... ise yine bekar olarak 23.02.1942 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda dava, ...'un, ... ve ...'ın çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının mevcut anne-babası hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi 01.07.1923 doğumlu ...'un nüfus kaydına tesciline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan ... ve ...'dan olma 1922 doğumlu ...'un gerçek baba olduğunun tespiti talebi ise biyolojik anne olduğu iddia edilen ... ile ...'un evlilik ilişkisi olmadığından Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti niteliğindedir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır. Asliye Hukuk Mahkemesi genel nitelikli mahkeme olup, aksine bir düzenleme bulunmadıkça dava konusunun miktar ve değerine bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalara bakmakla görevli; aile mahkemesi ise özel kanununda kendisine verilen davalara bakmakla görevli özel nitelikli bir mahkemedir. Davada, davacının babası ...'nin, babası ...'in hanesine tescili istemi Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4.maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK mad.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığından, davanın bu yönü ile aile mahkemesinde, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. Bu durumda; öncelikle davacının mevcut anne-baba hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ... ve ...'den olma 01.07.1923 doğumlu ...'un nüfus kaydına tescili talebi yönünden; davanın mahiyeti gereği kamu düzeni ile yakından ilgili bulunması sebebiyle, hakimin istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, mahkemece taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, anne olduğu iddia edilen ...'un ölüm tutanağı getirtilerek tutanakta ölüm olayına dair tanık var ise bu kişilerin, yine mezar yerini bilebilecek akraba, komşu veya ölüm tarihi itibari ile aynı yerleşim yerinde oturanlardan sıkı bir şekilde araştırma yapılarak tespit edilebilenlerin beyanları alınıp gerekirse mezar yerinin tespiti için keşif yapılarak mezar yerinin tespiti halinde tespit edilen mezardan alınacak örneklere göre, tespit edilemediği takdirde ise soybağının tespitinde sonuç verebilecek veri alınabilecek ilgililerin temini ile bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp verilecek rapor da gözetilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi: gerçek annenin tespitinden sonra gerçek babanın ... olduğunun tespitine yönelik davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi ve davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA…”(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/14105 E., 2020/1227 K.)

Soybağının Reddi Davasında Hak Düşürücü Süre

“Somut olayda, davacı baba ... ile davalı anne ... 1984 yılında evlendikleri ve 1998 yılında boşandıkları, davalı ...'ın 14.01.1995 tarihinde evlilik birliği içinde doğduğu, biyolojik baba olduğu iddia edilen ... adlı kişinin ölümünden sonra tanık beyanlarına göre ...'ın, davacının çocuğu olmadığının kendisine söylendiği, bunun üzerine çocuğun kendisinden olmadığı yönünde şüphelerin oluştuğu, şüphesinin giderilmesi açısından DNA testi yapılmasını yönünde bir inceleme yapılmadığı değerlendirildiğinde; davacıya üçüncü kişilerin davalı ...'ın başkasının çocuğu olduğu yönündeki söylemleri ve oluşan şüphenin giderilmesi açısından DNA testi türü bir inceleme yapılmadığı ve söylem sonucu oluşan şüphenin bilimsel doğruluğa varacak şekilde bir adım öteye geçmediği yani şüphe olarak varlığını sürdürdüğü, soybağının reddi davası yönünden hakdüşürücü süreyi düzenleyen 289.maddeki sürenin başlangıcı mahiyetindeki "öğrenme" olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmakla; mahkemece, soybağına ilişkin hükümlerin 4721 sayılı TMK'nin 282. maddesi ve devamında düzenlendiği ve aile mahkemelerinin görevi kapsamında kaldığı ve davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılalarak, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilip, iddia doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, soğbağının tespiti yönünden gerekli DNA incelemesi de yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın hakdüşürücü süreden reddi doğru görülmemiştir. Yukarıda gösterilen nedenlerle yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesinin 22.09.2017 tarihli ve 2017/1419 Esas, 2017/1527 Karar sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA…” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/163 E., 2019/9931 K.)

Soybağının Reddi Davası ile Babalığın Tespiti Davasının Birlikte Açılması Halinde Davanın Tefriki

“…Somut olayda; Şadiye, anne Dursun ve koca Veli'nin boşanmalarını takip eden üçyüz gün içinde dünyaya geldiğine göre ...'in nüfus hanesine tescili yasa gereğidir. Buna göre, dava bu haliyle, davacının babasının ... olmadığı iddiası bakımından 4721 sayılı TMK'nin 286. maddesi kapsamında soybağının reddi, biyolojik babasının ... olduğu iddiası yönünden ise aynı Kanun'un 301. maddesi kapsamında babalığın tespiti istemine ilişkindir. Davacının ... ile olan soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün olmadığından, eldeki davaya soybağının reddi olarak bakılarak, davada taraf teşkili sağlanıp, iddia ile ilgili olarak DNA raporu da aldırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi, babalığın tespiti talebinin eldeki dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilerek soybağının reddi davasının sonucu beklenip bir karar verilmesi gerekirken, davanın nüfus davası olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi, doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA…” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/2023 E., 2019/4608 K.)

Aile hukukuboşanma avukatı ve soybağının reddi davaları ile alakalı İstanbulda müvekkillerine hizmet veren Avukat Esra Akyıldız Yaşar, AKYILDIZ HUKUK BÜROSU’nda avukatlık hizmeti vermektedir. Soru ve görüşleriniz için hukuk bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı AKYILDIZ HUKUK BÜROSU avukatlarından AVUKAT ESRA AKYILDIZ YAŞAR’a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.