HIRSIZLIK SUÇU VE ŞARTLARI

BASİT HIRSIZLIK SUÇU

Hırsızlık suçu, bir başkasının zilyetliğindeki taşınır malın zilyedin iradesi dışında kendisi ya da başkası adına yarar sağlamak için bulunduğu yerden alınmasıdır. Hırsızlık suçunda korunan hukuki yarar, Anayasa madde 35 ile güvence altında bulunan kişinin mülkiyet hakkıdır. Hırsızlık malvarlığına karşı suçlardan olup, TCK 141’de düzenlenmiştir. İlgili hükümde hırsız, “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimse” şeklinde tanımlanmıştır.

NİTELİKLİ HIRSIZLIK SUÇU (TCK 142)

Nitelikli hırsızlık TCK 142 

(1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) (Mülga: 18/6/2014-6545/62 md.)
c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
d) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
f) (Mülga: 2/7/2012-6352/82 md.)
İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
g) (…)
(1) büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
h) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(4) (Ek: 6/12/2006 – 5560/6 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.
(5) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

HIRSIZLIK SUÇUNUN UNSURLARI 

Hırsızlık suçunun konusunu TCK gereği yalnızca taşınır mallar oluşturabilir. Mal ise ekonomik değere sahip eşyadır. Dolayısıyla ekonomik bir değeri olmayan eşyalar bu suçun konusunu oluşturamaz. 

Kanunda da belirtildiği üzere, taşınmaz mallar da bu suç kapsamına girmemektedir. Bu suç yalnızca taşınır mallar için işlenebilir. Yine hırsızlık suçunun oluşması için malın zilyedin elinden çıkması, failin mal üzerinde fiili hakimiyet kurmak suretiyle zilyetliği elde etmesi gerekmektedir.

HIRSIZLIK SUÇUNUN MADDİ UNSURU

Hırsızlık suçunun maddi unsurunun gerçekleştiğinden söz edebilmek için; failin, zilyedinin rızası olmadan malın bulunduğu yerden alınmasına yönelik icra hareketlerini tamamlaması gerekmektedir. 

HIRSIZLIK SUÇUNUN MANEVİ UNSURU

Hırsızlık suçunun manevi unsuru, özel kasttır. Fail, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla, zilyedinin rızası olmadan taşınır bir malı bulunduğu yerden almış ise, hırsızlık suçunun manevi unsurunun tamamlandığından söz edilir.

HIRSIZLIK SUÇU ŞİKAYETE TABİ Mİ? 

Hırsızlık suçu, takibi şikayete bağlı bir suç değildir, resen soruşturulur. Ancak TCK 141 maddede belirtilen basit hırsızlık suçunda uzlaştırma hükümleri uygulanır. Hırsızlık suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

HIRSIZLIK SUÇUNUN CEZASI

Basit Hırsızlık Suçunun Cezası 

TCK 141 basit hırsızlık suçunda ceza, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Nitelikli hırsızlık Suçunun Cezası 

Hırsızlık suçunun nitelikli hırsızlık suçu olarak işlenmesi halinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun TCK 142/2 maddesi gereği işlenmesi halinde beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.

Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve on bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.

Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

HIRSIZLIK SUÇUNDA CEZAYI AZALTAN HALLER

Hırsızlık suçunda daha az cezayı gerektiren haller, TCK madde 144’te düzenlenmiştir. Hırsızlık suçunun; Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, işlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

HIRSIZLIK SUÇUNDA MALIN DEĞERİNİN AZLIĞI

Hırsızlık suçunda çalınan malın değerinin az olması durumu, TCK madde 145’te düzenlenmiştir. Buna göre; hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Suça sürüklenen çocuğun sınıfta bulunan kumbaradan 15-20 TL para çaldığının anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle, TCK'nın 145. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğa verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş…(Yargıtay 6. Ceza Dairesi  25.11.2021 T., 2021/3327 E., 2021/18229 K.)

Y.C.G.K.'nın 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nın 145. (veya 150/2) maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez. Hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 24.11.2021 T., 2021/23547 E., 2021/18114 K.)

HIRSIZLIK SUÇUNDA KULLANMA HIRSIZLIĞI

Hırsızlık suçunda kullanma hırsızlığı, TCK madde 146 ‘da düzenlenmiştir. Buna göre; hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.

HIRSIZLIK SUÇUNDA ZORUNLULUK HALİ

Hırsızlık suçunda zorunluluk hâli, Türk Ceza Kanunu madde 147’de düzenlenmiştir. Buna göre; hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

HIRSIZLIK SUÇU ETKİN PİŞMANLIK

Etkin pişmanlık, hırsızlık suçu bakımından uygulanabilir bir kurumdur. Etkin pişmanlığın uygulanabilmesi belli koşulların varlığı gerekir. Etkin pişmanlık, TCK madde 168’de düzenlenmiştir. İlgili hükme göre; Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir. Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

HIRSIZLIK SUÇU UZLAŞTIRMAYA TABİ MİDİR? 

CMK madde 253’te sayılı suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur. Basit hırsızlık Suçu, bu maddede sayılı suçlardandır ve dolayısıyla uzlaştırma kapsamına girmektedir. Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde veya bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık TCK 144/1-a,1-b suçu da uzlaştırmaya tabiidir. TCK 146/1 Kullanma hırsızlığı da uzlaştırmaya tabidir.

HIRSIZLIK SUÇU TEŞEBBÜS

Ceza hukukunda suça teşebbüs TCK madde 35’te düzenlenmiştir. Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Hırsızlık suçu da teşebbüse elverişli suçlardandır. Örneğin hırsızlık yapmak için eve girmeye çalışan kişi henüz eve giremeden birileri tarafından görülmesi üzerine kaçarsa, suç tamamlanamadan teşebbüs aşamasında kalmış olur.

HIRSIZLIK SUÇU GÖNÜLLÜ VAZGEÇME

Gönüllü vazgeçme, TCK madde 36’da düzenlenmiştir. Buna göre; fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.

Gönüllü vazgeçmeden söz edilebilmesi için, fail suçu işlemekten kendi iradesiyle vazgeçmelidir. Yoksa failin suçu işleyeceği sırada birileri tarafından görülmesi üzerine kaçması, suçu teşebbüs aşamasında bırakacaktır. Ayrıca fail yine suçu tamamlamadan önce bu suçu işlemekten vazgeçerse, o halde vazgeçme aşamasına kadar tamamlanmamış olan suçtan sorumlu olacaktır. Örneğin hırsızlık yapmak için eve giren bir kişi bu suçu işlemekten vazgeçerse, bu aşamaya kadar tamamlanmış olan konut dokunulmazlığını ihlal suçundan sorumlu olacaktır.

HIRSIZLIK SUÇUNDA GÖZCÜLÜK YAPMAK

Hırsızlık yapan birisi için gözcülük yapan kişi, müşterek faillik suretiyle suça iştirak etmiş olur. TCK madde 37/1 gereği suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur. Müşterek faillikten söz edilebilmesi için, suçun gerçekleşmesi bakımından bu suça katılan faillerden her birinin eyleminin zorunlu katkısına ihtiyaç olması gerekmektedir. Burada önemli olan husus, fiil üzerinde suça katılanların müşterek hakimiyetinin bulunmasıdır. Örneğin, hırsızlık suçu işlemek için plan yapan iki kişiden birisi hırsızlık yaparken diğeri de gözcülük yapmışsa, müşterek faillerden her biri işlenen suçtan sorumlu olur.

HIRSIZLIK SUÇU HAGB

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), mahkeme tarafından kurulmuş olan hükmün sanık hakkında hukukî bir sonuç doğurmamasıdır.

HAGB, CMK madde 231’de geçmektedir. Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için belirli şartlar vardır. Bu şartlar: 

-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, 

-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.

Hırsızlık suçu işlenmesi halinde verilen cezanın iki yıl ve daha az bir ceza olması ve yukarıdaki şartların da sağlanması durumunda, sanık hakkında HAGB kararı verilebilmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği takdirde sanık, beş yıl süreyle denetime tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.

ZİNCİRLEME HIRSIZLIK SUÇU

Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır.

Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, mutlaka, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçun aynı mağdura birden fazla işlenmesi gereklidir. Örneğin; sabah konuttan para, anahtar vs. çalınması ve aynı günün akşamı da, çalınan bu araç anahtarıyla konutun önünde park halinde bulunan aynı mağdura ait aracın çalınması halinde zincirleme suçun varlığı kabul edilebilir. Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu düşüncelerden hareketle, 02.10.2007 günlü, 2007/6-195 esas ve 2007/197 karar sayılı kararında, “fiilin tekliği” konusunda geniş yorumu benimsenmek suretiyle, “yakınanın evinden para ve bir kısım eşya ile birlikte alınan otomobil anahtarıyla evin otoparkında bulunan aracın çalınmasının tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağı”nı kabul etmiştir. YCGK, 21.05.2013 günlü, 2012/1543 esas ve 2013/257 karar sayılı kararında; “gündüzleyin bina içinden mağdura ait cep telefonu ve araç anahtarının çalınması, aynı günün gecesinde de; gündüz çalınan anahtarla mağdurun otomobilinin çalınmaya teşebbüs edilmesi suçlarını” fiiller arasında zaman bakımından aralık(fiili kesinti) bulunması nedeniyle zincirleme suçun varlığını kabul etmiştir.(Yargıtay 6. Ceza Dairesi  22.11.2021 T., 2021/539 E.,2021/17849 K.)

Konut hırsızlığında çalınan eşyanın farklı kişilere ait olması durumunda hırsızlık yapan kişi, eşyaların farklı kişilere ait olduğunu bilebilecek durumda değil ise, bilmesi ihtimalinde de ortak hakimiyet ve zilyetlik kuralı gereği sanık hakkında tek bir hırsızlık suçundan hüküm kurulur.

HIRSIZLIK SUÇUNDAN BERAAT ETMEK MÜMKÜN MÜDÜR?

CMK madde 223/2 uyarınca;

(2)Beraat kararı; 

a)Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, 

b)Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,

c)Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması, 

d)Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması, 

e)Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, 

Hallerinde verilir. Dolayısıyla kanunda sayılan bu hallerin varlığı halinde, hırsızlık suçunda beraat kararı verilebilecektir.

 “…Sanığın … tarihinde cep telefonundan müştekiye tehdit ve hakaret içerikli mesaj gönderdiği, … tarihinde ise müştekinin evinin kapısını tekmelediği, aracının lastiklerini kestiği ve camını kırdığı devam eden zarar verme kastı ile sonrasında sanığın, müştekinin aracının içinden teyp başlığı alması ve aldığı teyp başlığını polis aracında unutması şeklinde gelişen eyleminde, olay bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın kastının hırsızlık suçunu işlemek olmadığı, mal edinme kastıyla hareket etmediği ve müştekiye zarar verme kastıyla hareket ettiği anlaşıldığından, sanığın hırsızlık suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine hükmedilmesi,……. Bozmayı gerektirmiş…”   (Yargıtay 17. C. D. T. 13.10.2015   K. 2015/7335)

HIRSIZLIK SUÇU VE YAĞMA SUÇU

Yağma (gasp) suçu, TCK’da 148-150 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yağma suçunun ne olduğu madde 148’de belirtilmiştir. Hırsızlık ile yağma suçları esas itibariyle aynı unsurları taşımaktadır. Bu iki suç arasındaki ortak fiil,  başkasına ait olan malın alınmasıdır. Taşıdıkları bu unsurlara ek olarak yağma suçunda ek bir unsur daha bulunmaktadır ki bu unsur, malın alınması için cebir ya da tehdit kullanılmasıdır. Yani yağma suçunun oluşabilmesi için, başkasına ait olan bir malın cebir veya tehdit yoluyla alınması gerekmektedir. Yağma suçunda, hırsızlık ve tehdit ve/veya yaralama suçları birleşerek bağımsız suç olma niteliklerini yitirmiş ve yağma suçunun birer unsuru haline gelmiştir.

“Her ne kadar mağdurun beyanlarında özetle ensesine sert bir cisim ile vurulmasından sonra üzerinde bulunan cep telefonu ile cüzdanının alınmış olduğunu belirtmiş ise de; tüm dosya kapsamı içeriğine göre mağdurun kendi rızası ile kullandığı uyuşturucu madde etkisi altında olma ihtimalinin de bulunması karşısında suça sürüklenen çocuğun ikrar ile sabit olan eyleminin mağdurun üzerinde bulunan cep telefonu ve cüzdanının çalınması eylemi olduğu, 5237 sayılı TCK’nın 148/son maddesinde belirtilen “Mefruz cebir”in söz konusu olmadığı dikkate alınarak suça sürüklenen çocuğun TCK’nın 142/2-b,143. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde yağma suçundan hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş…” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 23.11.2021 T., 2021/11280 E., 2021/17895 K.)

HIRSIZLIK SUÇU VE MALA ZARAR VERME SUÇU

“…Hırsızlık ve mala zarar verme suçları TCK’nın onuncu bölümünde “mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun da koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, müştekinin mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda suça konu mal, alıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hâle getirilmektedir. Hırsızlık suçunda fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği hâlde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmektedir. Hırsızlık suçlarında aranan bu özel kast nedeniyle eylem, mala zarar verme suçundan ayrılmaktadır. Fail malı yarar sağlama maksadı ile değil de o malı zarar verme maksadıyla almışsa eylem hırsızlık suçunu değil, mala zarar verme suçunu oluşturacaktır. Örneğin; kötülük yapmak istediği komşusunun kömürlerini havaların sıcak olduğu bir vakitte yakmak suretiyle kullanılamaz hâle getiren failin eylemi mala zarar verme suçunu oluşturduğu hâlde, kış ayında ısınmak için komşusunun kömürlerinin alınması hırsızlık suçunu oluşturacaktır. Bununla birlikte mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması durumunda, korunan hukuki yararın tek olması dikkate alınarak ayrıca mala zarar verme suçu oluşmayacaktır. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçunun da oluşacağı kabul edilmelidir. Örneğin, aracın camı kırılarak içeride bulunan çantanın alınması hâlinde hırsızlık suçu yanında, hırsızlık suçunun konusunu oluşturmayan camın kırılmış olması nedeniyle mala zarar verme suçu da oluşacak; hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verildiği hâllerde ise mala zarar verme suçu oluşmayacaktır. Bu kapsamda eylemin hukuki niteliğinin belirlenmesi bakımından her somut olayın özelliğine ve failin yararlanma kastının bulunup bulunmamasına göre bir değerlendirme yapılması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır…” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu T. 18.03.2021   2021/123 K.)

HIRSIZLIK SUÇU VE KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ  SUÇU

TCK madde 42 uyarınca; biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz. Dolayısıyla fail, hırsızlık suçunu işlemek amacıyla başka birisinin konutuna girdiği zaman fikri içtima hükümleri uygulanmayacaktır.

TCK'nın 142/4. maddesi gereğince hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarının işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikayet aranmaz.

HIRSIZLIK SUÇU YARGITAY KARARLARI

Nitelikli Hırsızlık – Savunma Hakkının Kısıtlanması 

“Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 5271 sayılı CMK'nın 196/2. maddesinde yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin cezanın alt sınırının 5 yıl olması karşısında, suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’ın istinabe suretiyle sorguya çekilemeyeceği gözetilmeden savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması, Başka suçtan İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevinde hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan suça sürüklenen çocuk ...’in kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle, 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA…”(Yargıtay 6. Ceza Dairesi 02.12.2021 T., 2021/3390 E., 2021/18667K.)

Hırsızlık Suçu Zamanaşımı

“Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında nitelikli hırsızlık suçundan TCK'nın 142/1-e, 66/1-e, 66/2. maddeleri gereğince olağan zamanaşımı süresinin 5 yıl 4 ay olduğu, mahkûmiyet kararının verildiği 31.03.2016 gününden inceleme tarihine kadar bu sürenin geçmiş olması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiileri ile suça sürüklenen çocuk ...’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE…” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 02.12.2021 T., 2021/3387 E., 2021/18666K.)

Hırsızlık Suçunda Sanığın Yokluğunda Mahkumiyet Kararı Verilmesi

“Karar tarihinde başka suçtan Balıkesir L tipi Kapalı ceza infaz kurumunda hükümlü sanık ... ile Sivas E tipi Kapalı ceza infaz kurumunda hükümlü sanık ...’nun savunmalarında duruşmadan vareste tutulmak istediğine dair talepleri bulunmadığından, sanıkların hükmün açıklandığı 05.04.2016 tarihli son oturumda hazır bulundurulmadan hükümlülüklerine karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma haklarının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., ... ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen tüm hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA…” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 02.12.2021 T., 2021/3651 E., 18689 K.)

Hırsızlık Suçu Uzlaştırma - Lehe Kanun Uygulanması

“Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 02.12.2021 T., 2021/14319 E., 2021/18692 K.)

Nitelikli Hırsızlık Suçu - Müdafii Atanması Zorunluluğu

“Sanığın gece vakti katılanın park halindeki kamyonun mazot deposunu delerek eylemini gerçekleştirdiği olayda; eyleminin TCK’nın 142/2-h ve 143. maddelerinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu tespit edilerek yapılan incelemede; 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 62. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3. ve 196/2. maddeleri uyarınca sanığa savunması alınmadan önce zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddesine aykırı davranılması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen tüm hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA…” (Yargıtay 6. Ceza dairesi 02.12.2021 T., 2021/3653 E., 2021/18690 K.)

Nitelikli Hırsızlık Suçu

“Olay tutanağına göre ihbar üzerine olay yerine giden polislerin, özel güvenlik görevlisinin şahısları gösterebileceğini ve trafodan hırsızlık yapmaya çalışanların aynı şahıslar olduğunu beyan etmesi üzerine sanıkların yakalandıkları, diğer yaşı büyük sanıklar hakkında ... 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/935 Esas, 2016/140 Karar sayılı ilamıyla yapılan yargılamada sanıkların atılı suçtan mahkum olduğu ve kararın onandığı, aynı dosyada dinlenilen özel güvenlik görevlisi tanık ...n alınan beyanında da, olay günü güvenlik amiri ...'la devriye yaptığını, şüpheli kişilerin elektrik trafosunun kablolarını söktüklerini gördüklerini, ellerinde kerpeten ve pense gibi malzemeler olduğunu, bölgeye diğer güvenlik arkadaşları çağırdıklarını ve şahısları yakaladıklarını beyan etmesi ayrıca yine diğer sanıkların savunmalarında olay yerinde suça sürüklenen çocuk ... ile birlikte olduklarını savunması karşısında suça sürüklenen çocuğun atılı suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş…” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 02.12.2021 T., 2021/3654 E., 2021/18688 K.)

Hırsızlık Suçunun İşlenmesi Amacıyla Konut Dokunulmazlığının İhlali ve Mala Zarar Verme Suçlarının İşlenmesi

“Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine göre sanığın temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; TCK'nın 142/4. maddesi gereğince suç tarihi itibariyle hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarının işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikayet aranmayacağı gözetilmeden, müştekinin şikayetinden vazgeçtiği gerekçesiyle yazılı şekilde sanık hakkında mala zarar verme suçundan düşme kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş…” (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 29.11.2021 T., 2020/18647 E., 2021/19998 K.)

Hırsızlık – Yağma – Tehdit Suçu 

“Oluş ve dosya içeriğine göre; olay tarihinde sanıkların müştekiye ait araca konuşmak için bindikleri, konuşmanın tartışmaya dönüştüğü, sanıkların müştekiyi çekiştirmeye başladıkları sırada müştekinin araçtan indiği, sanıkların da araçtan inerek müştekiyi ıssız bir sokağa götürmeye çalıştıkları, bu sırada sanık ...’in pala tabir edilen bıçağı çıkararak müştekiye doğru sallamaya başladığı, sanık ...’ın ise ele geçirilemeyen tabancayı müştekiye gösterdiği, müştekinin kaçmaya başladığı, sanıkların bir süre müştekiyi silahla kovaladığı, sanık ... müştekiyi kovalamaya devam ettiği ve bir sokakta yakaladığı, sanık ...’in ise müştekiye ait aracın yanına dönerek araç içerisinden müştekinin laptopunu ve cep telefonunu aldığı, bu sırada olay yerine intikal eden kolluk güçleri tarafından sanık ...’in aracın yanında yakalandığı, yapılan üst aramasında müştekiye ait bu eşyaların ele geçirildiği, pala tabir edilen bıçağın da sokakta bulunan rögar kapağının arasında saklanmış vaziyette bulunduğunun anlaşıldığı, müştekinin aşamalarda sanıklara hiçbir borcunun olmadığını beyan etmesi, sanık ...'ın müştekiden alacağının olmadığını belirtmesi ve sanık ...’in ileri sürdüğü alacağına ilişkin olarak aşamalarda çelişen beyanlarda bulunması, hukuken korunan bir alacak olup olmadığına ilişkin dosya kapsamında bilgi veya belgenin olmadığı hususları bir arada değerlendirildiğinde; sanıkların eyleminin TCK'nın 149/1-a-c-h, 53. maddeleri uyarınca nitelikli yağma suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında sanıklar hakkında tehdit ve hırsızlık suçlarından yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş…”(Yargıtay 6. Ceza Dairesi 09.11.2021 T., 2021/3059 E., 2021/17483 K.)

Hırsızlık suçu ve cezası, ceza avukatı hususlarında hukuk büromuza müracaat edebilir, uzman ceza avukatlarımız ile iletişime geçebilirsiniz. İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Esra Akyıldız Yaşar'a aittir.