GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU NEDİR?

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU (TCK 155)

Güveni kötüye kullanma suçu, başkasına ait bir malın muhafaza edilmesi veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmak veya bu devir olgusunu inkar etmek olarak tanımlanır. Güveni kötüye kullanma suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155. Maddesinde belirtilmiş olup, malvarlığına karşı suçlar arasında düzenlenmiştir. Bu suç ile korunan hukuki değer mülkiyet hakkıdır.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR?

Güveni kötüye kullanma suçunun faili, suça konu olan malın zilyedidir. Bu suçun işlenebilmesi için failin malın zilyeti olması gerekir. Bir malı elinde bulunduran kişiye zilyet denilmektedir. Suçun oluşabilmesi için failin kendisi yada başkasının yararına olarak mal üzerinde tasarrufta bulunması veya malın zilyedi olduğunu inkar etmesi gerekir. Güveni kötüye kullanma suçunun mağduru ise  suç unsuru malın malikidir. Güveni kötüye kullanma suçu örneği olarak; Örneğin Ayşe, Ahmet’e saklaması için aile yadigarı yüzüğünü teslim eder, fakat Ahmet yüzüğü kapalı çarşıda bir kuyumcuya satar.

Güveni kötüye kullanma suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Bu suç tipinde failin malın zilyedi olduğunu ve suça konu malın başkasına ait olduğunun farkında olması gerekmektedir. Bu şekilde kastın varlığından söz edilebilecektir.

Güveni kötüye kullanma suçunda malın teslimi, belirli biçimde kullanılmak için hukuka ve yöntemine uygun, aldatılmamış özgür bir iradeye dayanılarak tesis edilmektedir. Söz konusu suçun oluşabilmesi için eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen fail arasında bir sözleşme ilişkisi mevcut olmalı ve bu hukuki ilişkinin gereği olarak taraflar arasında oluşan güvenin korunması gerekmektedir. Bu amaçla, eşya üzerinde mevcut sözleşme ilişkisiyle bağdaşmayan kasıtlı tasarruflar ve devir olgusunu inkâr kanun koyucu tarafından cezai yaptırım altına alınmıştır. Eğer mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen fail arasında hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisi yoksa usulüne uygun bir teslim olmayacağı için güveni kötüye kullanma suçu da oluşmayacaktır. Zira, hukuksal anlamda geçerli bir sözleşmeden söz edilebilmesi için tarafların iradelerinin aldatılmamış olması gerekmektedir” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/497 E.,2020/133 K.)

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU NİTELİKLİ HALİ

Güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali, TCK 155/2 maddesinde düzenlenmiştir. Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde suçun nitelikli hali oluşmaktadır. Örneğin; bir yakıt istasyonunda çalışan personelin satılan yakıtların ücretini gizlice alarak kendine yarar sağlaması durumunda güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali oluşacaktır.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU  VE CEZALARI

Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU ŞİKAYETE BAĞLI MIDIR?

Güveni kötüye kullanma suçunun basit şekli şikayete bağlıdır. Hatta TCK 155/1 fıkrasında “şikayet üzerine” kavramı geçmektedir. Suçtan zarar gören mağdur, suça konu malın maliki, şikayette bulunur. Ancak suçun nitelikli halinde (TCK 155/2) kovuşturma re’sen yapılır. Mağdurun şikayetinden vazgeçmesi halinde Kovuşturmaya yer olmadığına karar verilecektir.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU ZİNCİRLEME  SUÇ OLARAK İŞLENEBİLİR Mİ?

Zincirleme suç; bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumudur. Güveni kötüye kullanma suçu, zincirleme suç olarak da işlenmektedir.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDA TEŞEBBÜS MÜMKÜN MÜDÜR?

Güveni kötüye kullanma suçunda teşebbüs mümkündür. Suça konu olan mal üzerinde tasarrufta bulunulması yada devir olgusunun inkar edilmesi ile suç tamamlanır.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU İLE HIRSIZLIK SUÇU ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Güveni kötüye kullanma suçunda fail, suça konu olan malın zilyedidir. Hırsızlık suçunda ise fail, zilyet olma amacı ile malı çalmaktadır. Örneğin; Evde çalışan hizmetçinin evden para çalması durumunda hırsızlık suçu oluşacaktır. Örneğin; kargo aracılığı ile gönderilen bir eşyanın kaybolması durumunda güveni kötüye kullanma suçu oluşacaktır.

ZİMMET SUÇU İLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?

Zimmet suçu, görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi olarak tanımlanmıştır. Zimmet suçu 5237 sayılı TCK 247. Maddesinde düzenlenmiştir. Zimmet suçunda fail, kamu görevlisidir ve suça konu olan malın kendisine görevi sebebi ile veya koruma ve gözetim amacı ile verilmiş olması gerekmektedir.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDA UZLAŞTIRMA

02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma kapsamına alınmıştır.  Güveni kötüye kullanma suçunun basit şekli TCK 155/1 ve nitelikli şekli TCK 155/2 uzlaştırma kapsamındadır.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/13799 E., 2020/2803 K.

“……Sanığın katılanın iş yerinde satış elemanı olarak çalıştığı, iş yerinde malzemelerin eksildiğinin fark edilmesi üzerine sanıktan şüphelenildiği ve katılanın talimatı ile diğer çalışanlar tarafından sanığın izlemeye alındığı, kendisine tevdi edilen suça konu eşyaları zilyetliğin devri amacı dışında gizlice aldıktan sonra deponun anahtarını da elde ederek orada sakladığı ve sonrasında depodan çıkartarak katılanın bilgisi olmadan sattığı şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın eyleminin, TCK'nın 155/2., 43. maddelerinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden eylemin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek TCK'nın 142/2-d. kapsamındaki hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,………..24.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK'nın 155/2. maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDA ŞİKAYET SÜRESİ 6 AYDIR.

“Sanığın, suç tarihi itibari ile emekli olup, mesleğinin kaynakçılık olduğu, katılanın ..." isimli teknesini tamir etmesi konusunda 2013 yılında sanık ile herhangi bir ücret karşılığı olmaksızın anlaştığı, sanığın katılanın teknesini tamir ettikten sonra bir kaç kez denize açıldığı, daha sonra dereye bıraktığı, derede teknenin su alması üzerine tekrar dereden çıkardığı; sanığın anlaşmaya aykırı olarak zilyetliğin devri dışında tekneyi kullandığı, bu surette güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan olayda;...Katılanın suça konu tekneyi tamir etmek üzere sanığa verdiği, sanığın suç tarihi itibariyle geçimini sağlamak için devamlılık arzeder şekilde tekne tamirciliği yapmadığı gibi katılandan tamir içinde herhangi bir ücret almadığı, bu nedenle eyleminin şikayete ve uzlaştırmaya tabi olan 5237 sayılı TCK'nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, katılanın suça konu teknenin sanık tarafından kullanılarak dereye bıraktığı hususunu 2013 yılı sonuna doğru öğrenmesine rağmen, 5237 sayılı TCK 73/1 maddesinde düzenlenen altı aylık şikayet süresi geçmekle 19/02/2015 havale tarihli dilekçe ile Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğu, altı aylık süre geçmekle yapılan şikayet sebebi ile davanın 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereği düşürülmesi gerekçesine dayanan mahkemenin hükmünde isabetsizlik bulunmamıştır.” (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/12468 E.,2020/1181 K.)

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDA ŞİKAYETTEN  VAZGEÇİLMESİ HALİNDE KAMU DAVASI DÜŞER Mİ?

“Güveni kötüye kullanma suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının şikayetten vazgeçme sebebi ile düşürülmesine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Müştekinin evlerini taşıdıkları sırada kızının okuldan arkadaşı olan suça sürüklenen çocuğun evlerine geldiğini, kızından giyinmek için gömlek istediğini ve kendilerinden habersiz olarak 3 adet gömlek, 2 adet pantolon, 1 adet kot ceket, 1 adet convers ayakkabı, dereceli gözlük, 3 adet tshirt ve 1 adet papyonu almak suretiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; Kovuşturma aşamasında müşteki tarafın şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi, suça sürüklenen çocuk müdafiinin de bu şikayetten vazgeçmeyi kabul etmesi ve TCK 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunun takibinin şikayete bağlı olması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen düşme hükmünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuk müdafiisinin SSÇ hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 23/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”(Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/14062 E., 2020/910 K.)


İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı AKYILDIZ HUKUK BÜROSU avukatlarından AVUKAT ESRA AKYILDIZ YAŞAR’a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Güveni kötüye kullanma suçu ile alakalı İstanbul avukatlarından Avukat Esra Akyıldız Yaşar, ceza hukuku alanında ceza avukatı olarak  avukatlık hizmeti vermektedir. Soru ve görüşleriniz için hukuk bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.