AYNI İŞVERENE DAVA AÇAN İŞÇİLERİN DAVADA TANIKLIĞI

İş davasında, işyerinde çalışan işçilerin tanıklığı önemli olmasına karşın, dinlenecek tanıklara da itibar edilmesi gerekmektedir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 240/1 maddesinde “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir”, 250. maddesinde “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir” ve 254. maddesinde ise “Dinleme sırasında öncelikle tanıktan adı, soyadı, doğum tarihi, mesleği, adresi, taraflarla akrabalığının veya başka bir yakınlığının bulunup bulunmadığı, tanıklığına duyulacak güveni etkileyebilecek bir durumu olup olmadığı sorulur” kurallarına yer verilmiştir. Tanıklığı etkileyebilecek bir olgunun bulunması halinde, tanıklığından kuşku duyulacak tanıkların beyanları doğrultusunda karar verilmemeli, iş davası tüm deliller ile birlikte değerlendirilmelidir. Aynı işverene karşı dava açmış işçilerin birbiri adına tanıklık yapmasına sıklıkla rastlanmaktadır. Aynı işverene karşı iş davası açan işçilerin birbiri adına tanıklık yapması hususunda pek çok Yargıtay kararı mevcuttur. İlgili Yargıtay kararlarından bazıları şunlardır:

Aynı İşverene Dava Açan İşçilerin Tanıklıkları Davanın İspatı İçin Tek Başına Yeterli Olmaz.

“…Somut uyuşmazlıkta; davacı tanıklarının kendi beyanlarından davalıya karşı dava açtıkları anlaşılmaktadır. Tanıkların konumu, tanıklıklarına duyulacak güveni etkileyecek durumdadır. Bu nedenle tanıklıkları ispat için tek başına yeterli kabul edilemez. Davacı fazla çalışma yaptığını ve hafta tatili günlerinde çalıştığını somut delillerle kanıtlayamadığından bu taleplerin reddi gerekirken kabulü hatalıdır…” -Yargıtay 9. Hukuk Dairesi T. 04.10.2021, 2021/9410 E., 2021/13551 K.

“…Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin söz konusu çalışmaları tanık deliline dayanılarak ispatlanmıştır. Davacı tanıklarının davalılar ile aralarında aynı şekilde davalarının bulunduğu anlaşılmakla Dairemiz uygulamasına göre, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının ispatında salt husumetli tanık anlatımlarına itibar edilerek sonuca gidilemez. Bu sebeple husumetli tanıkların anlatımına ihtiyatla yaklaşılması gerekir…” –Yargıtay 9. Hukuk Dairesi  T. 27.10.2020, 2017/17464 E., 2020/13499 K.

“…Somut uyuşmazlıkta, işçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır… Dairemizin istikrarlı uygulaması gereği, davalı aleyhine dava açanlar tanık olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına ihtiyatlı yaklaşılmalı ve salt bu tanıkların beyanı ile sonuca gidilmemelidir. İşveren ile husumet içinde olan tanıkların beyanları diğer yan delillerle birlikte değerlendirilmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanlarına ve işyeri kayıtlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı ve tatil günlerinde çalıştığı kabul edilip alacak hesaplanmıştır. Oysa davacı tanığı olarak dinlenen işçiler aynı şekilde davalı aleyhine dava açan kişilerdir. Tanıkların konumu, tanıklıklarına duyulacak güveni etkileyecek durumdadır. Bu nedenle tanıklıklarına itibar edilemez. Yukarıda anlatıldığı gibi bordrolarda yer alan toplam ödeme tutarları sadece temel ücreti ilgilendirdiğinden işverenin kayıtlarında (bordro ve bordrolara uygun olarak tanzim edilen mesai şeritleri) yer alan fazla mesai ve tatil çalışma süreleri de davacı işçinin fazla mesai yaptığını ve tatil günlerinde çalıştığını göstermez. Davacı fazla çalışma yaptığını ve tatil günlerinde çalıştığını somut delillerle kanıtlayamadığından bu taleplerin reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir...”-Yargıtay 9. Hukuk Dairesi T. 30.05.2019, 2019/4072 E., 2019/12618 K.

“…Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz ise de, işveren aleyhine dava açan kişiler davacı tanığı olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına kural olarak itibar edilmemesi; birbirlerine tanıklık eden kişilerin beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması ile bu tanıkların beyanlarının diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonuca gidilmesi gerekir…”- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu T.24.09.2019, 2016/2160 E.,2019/943 K.

“…Davacılar aynı işyerinde beraber çalışan ve aynı sebeple hak talep eden kişiler olup doğrudan doğruya menfaat birliği içerisindedirler. Bu nedenle tanıklık beyanlarına itibar edilemez. Başkaca delilde sunulmamıştır. Bu nedenle davacının ispatlanamayan fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yemek ücreti farkı alacakları ile bu alacaklara bağlı kıdem tazminatının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” –Yargıtay 9. Hukuk Dairesi  T.24.01.2018     2015/20572 E.,2018/1190 K.

“…Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, salt husumetli davacı tanıklarının beyanları esas alınarak, davacının yılın dört ayı haftalık kırk beş saat, geri kalan aylarda haftalık dört saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Ne var ki, davacı tanıklarının da davalı aleyhine dava açtıkları ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri de tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi de mümkün değildir. Bu sebeple, dava konusu fazla çalışma ve genel tatil alacakları bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” –Yargıtay 22. Hukuk Dairesi T.30.03.2017, 2017/6011 E., 2017/6815 K.

İşçi avukatı ve iş hukuku alanında detaylı bilgi almak için İstanbulda bulunan hukuk büromuz ile iletişime geçebilirsiniz. İnternet sitemizde yer alan makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Esra Akyıldız Yaşar'a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak kullanılması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.